Bir süredir Kovid-19 vakalarında ülke genelinde düşüş yaşandığı, bunun etkilerinin kentimiz Çanakkale’de de görüldüğü gözlendi. Özellikle Sağlık Bakanlığının Hayat Eve Sığar (HES) haritasına yansıdığı kadarıyla, risksiz alanların mavi renk olarak genişlediği, Lapseki ilçesi de dahil tüm ilçelerde hakim olan rengin mavi olduğu görülüyor. Özellikle yaz sezonunda geçtiğimiz sene risk haritasından yoğunluk yaşayan ve riskli renkte görülen Lapseki'de bu sene risksiz olarak görülüyor.
''Pandeminin Sonu Görülüyor''
Geçtiğimiz hafta basın açıklaması yapan Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus, yeni bildirilen vaka sayılarının geçen hafta, Mart 2020'den bu yana en düşük seviyeye gerilediğini belirterek, yaptığı açıklamada, "Pandemiyi sona erdirmek için daha önce hiç bu kadar iyi bir konumda olmamıştık. Henüz sonda değiliz ama son görünüyor." ifadelerine yer verdi.DSÖ Başkanı dünyanın "bu fırsatı değerlendirmek" için adım atması gerektiğini belirterek, "Bu fırsatı şimdi değerlendirmezsek, daha fazla değişken, daha fazla ölüm, daha fazla aksama ve daha fazla belirsizlik riskiyle karşı karşıyayız." demişti. DSÖ'nün Covid-19 ile ilgili son raporuna göre, bildirilen vaka sayısı 4 Eylül'de sona eren haftada bir önceki haftaya göre yüzde 12 düşüşle 4,2 milyona geriledi.
Geçtiğimiz Günlerde Alper Şener ‘TÜRKİYE KIŞ DÖNEMİNİ RAHAT ATLATIR ÜMİDİNDEYİM’’
Basına verdiği demeçte Kış döneminde vakalar ile ilgili değerlendirmeyapan İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof.Dr. Alper Şener; ''Hem büyükşehirlerde hem de orta ölçekli şehirlerde küçük şeyler hariç vaka sayılarında ciddi anlamda düşüşler yaşandığını ifade eden Prof. Dr. Alper Şener, “Hem yatan hasta, hem ayaktan başvuru hastalarında düşüşler var. Bu ister istemez hem sağlık çalışanların çalışma temposunda rahatlamaya sebep oluyor. Hem de vatandaşlarımızda genel bir rahatlamaya sebep oluyor. Aslında bu rahatlamaya ihtiyacımız var. Çünkü iki yıldır çok yoğun devam eden bir hem hastane temposu, hem yoğun bakım temposu, hem de hastalık temposu ile karşı karşıya kaldık. Dolayısıyla bu yaz dönemini oldukça rahat geçirdik diyebiliriz. Özellikle son iki aydır ki olan periyodu. Avrupa Birliği ülkeleri ve dünyanın geneli BA4-BA5 varyantı ile daha uzun süre boğuşurken, bizdeki BA4-BA5 piki daha kısa sürdü. Bu bizim için bir avantaj, bu avantajı nasıl değerlendireceğiz. Çok iyi bilmiyoruz yada gözlemleyemiyoruz diyebiliriz. Bir öngörümüz yok, en azından benim kişisel bir öngörüm yok. Ama şunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Özellikle kış dönemi Kasım-Aralık ayı solunum yolu virüslerinin yeniden aktif hale geçtiği dönem, dolayı koronavirüs dışındaki diğer solunum yolu virüsleri aktif hale geçecek o kesin, dolayısıyla buna eşlik eden bir COVID-19 ya da yeni bir varyant olmadığı sürece bu kış dönemi rahat geçiririz diye düşünüyorum. Ama bu bir temenni, öngörü değil çünkü rakamlara baktığınız zaman onu konfirme edecek, doğrulayacak bir elimizde netleşmiş bir rakam, veri henüz daha yok. Önümüzdeki Kasım ayından sonraki periyotta çok yakın takip edeceğiz. Koronavirüs vakalarında okulların açılmasıyla birlikte illa bir kıpırdanma olacaktır. Ama ben bunun çok anormal yüksek seviyede çıkacağını tahmin etmiyorum. Çünkü biz dünyanın geneliyle birlikte BA4-BA5 varyantını aslında attık. Yeni gelebilecek varyantlar yine omicron alt grupları, 2.75, BA2.75 gibi alt grup varyantlar var. Eğer bu alt grup varyantlar denova olarak kendiliğinden kendi virüs havuzumuzdan çıkmaz yada bir şekilde dışarıdan içeriğe girmezse Türkiye kış dönemini rahat atlatır ümidindeyim” demişti.
Tuğba Kulasoy