Güncel

CHP’den, alternatif Anafartalar Zaferi töreni

CHP tarafından bu yıl, 10 Ağustos 1915 Anafartalar Zaferi’nin 101’nci yıldönümü nedeniyle Gelibolu Yarımadası’ndaki Eceabat İlçesine bağlı Büyük Anafarta Köyü’nde anma programı gerçekleştirildi.

CHP tarafından, Çanakkale Savaşları’nın yaşandığı Gelibolu Yarımadası’ndaki Eceabat ilçesine bağlı Büyük Anafarta Köyü Cumhuriyet Meydanında düzenlenen tören, Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başladı. Partililer ellerinde Türk bayrakları ile Zafer coşkusunu yaşadı. Şair Vedat Sakman, Anafartalar Muharebeleri ile ilgili anlatım yaptı. Müzik dinleti gerçekleştirdi. Tuğba Meşeli isimli öğrenci şiir okudu. Güvenç Dağüstün Kuvay-ı Milliye destanını seslendirip, Çanakkale Türküsünü söyledi. Meydandaki vatandaşlar da türküye eşlik etti.
Ardından CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu kürsüye çıkarak, bir konuşma yaptı. Mübarek topraklara, bu sabah herkesin erken saatlerde yataklarından kalkarak geldiğini belirten Kılıçdaroğlu, bundan 101 yıl önce ise insanların sabah gün doğarken cephede olduklarını anımsattı. Mehmetçiğin, omuzlarında silahları, olabildiğince beslenme olanaklarını sağlayarak düşmana saldırmak için emir beklediğini anlatan Kılıçdaroğlu,”Binlerce kişi, binlerce evladımız şu anda bu topraklarda yatıyor. O nedenle bu topraklar şehit fışkıran topraklardır. Kefenli kefensiz yatan binlerce evladımız var burada. Bunları aradan 101 yıl geçmesine karşın unutmadık, unutturmayacağız. Çocuklarımıza, torunlarımıza da söyleyeceğiz. Bütün konuşmalarımda söyledim; Cumhuriyet bize altın tabak içersinde sunulmadı. Bizim sınırlarımız birileri tarafından belirlenmedi, cetvelle çizilmedi. Her kilometresinde, her metresinde, her santiminde alınteri var, kan var, gözyaşı var. Cumhuriyetimiz bu kadar değerlidir. Cumhuriyetimizi sonuna kadar savunmakta hepimizin görevidir” dedi.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “İnancımız, kimliğimiz, yaşam tarzımız ne olursa olsun, bu güzel topraklarda birlikte ve kardeşçe yaşamak zorundayız. Bunu her ortamda söylemeye özen gösteriyorum. 101 yıl önce burada savaşlar vardı. Dünyanın en güçlü ordularına karşı savaş veriliyordu. Osmanlıya hasta adam unvanı takılmıştı. Çünkü Osmanlı çöküş sürecini yaşıyordu. Eğer Çanakkale zaferini kazansalardı, bir imparatorluğun başkentini ele geçirmiş olacaklardı. Dolayısıyla Çanakkale savaşı sadece bizim tarihimizi belirleyen bir savaş değil, dünya tarihini belirleyen önemli bir savaştır. Dolayısıyla bu savaş bir ölüm kalım savaşının ötesinde bir toplumun özgürlük savaşıdır, gelecek savaşıdır. Egemen güçlere direnmesi savaşıdır. Bu nedenle bu savaş, hepimizin kutsal savaşıdır. Bu savaşın ortaya çıkardığı bir gerçek daha var. Bu savaş Gazi Mustafa Kemal gibi bir kahramanı tarih sahnesine çıkaran bir savaştır. 34 yaşında gencecik bir subay. Burada görevlendiriliyor. Başındaki komutan Liman Von Sanders. Mücadele ediyor. Gazi Mustafa Kemal gayet açık bir cümleyle şunu söylüyor; 'Emrinizdeki bütün kuvvetleri benim komutama verin.' Liman Von Sanders 'Çok gelmez mi?' diye Mustafa Kemal'e sorar. Atatürk'ün verdiği cevap: 'Az gelir, çok değil.' Ve bütün kuvvetleri Mustafa Kemal'in emrine verir. Mustafa Kemal, 9 Ağustos'un ilk şafağında saldırıya geçer. Bütün kuvvetlerine 'Size ölmeyi emrediyorum' der. Birinci cephe gider, hiç kimse sağ kalmaz. İkinci cephe gider, hiç kimse sağ kalmaz. Binlerce insan yaşamını yitirir. Böylesine bir süreç içerisinde bu topraklar şehit kanıyla sulanır ve bu topraklar düşmene teslim edilmez. Mustafa Kemal için Churchill’in söylediği bir laf var ya; 'Yüz yılda bir toplumlara böyle bir lider gelir. Ama 20. Yüz yılda bu lideri Türkler kaptı, bu lider Türkiye'de ortaya çıktı' der. Mustafa Kemal Atatürk dünya tarihinin önemli liderlerinden birisidir” dedi.
Kılıçdaroğlu, “Mustafa Kemal'den birileri hoşlanmayabilir. Ama şunu hiç kimsenin unutmaması lazım; Eğer bu ülkenin minarelerinde 5 vakit ezan okunuyorsa, eğer bu ülkenin caddelerinden sokaklarında rahat gezebiliyorsa, eğer bu ülkede biz kadın erkek eşitliğini sağlayabiliyorsak, eğer biz Cumhuriyetimizi demokrasi ile taçlandırabiliyorsak bunların temelinde Mustafa Kemal'in alın teri vardır. Kimse bunu unutmamalıdır. Savaşın bütün acımasızlığı bu topraklarda görülmüştür. Her kes ölüme 'Allah Allah' diyerek ölüme koşmuştur. Hiç kimse ne olacak diye düşünmemiştir. Tek düşündükleri vardır; 'Ben kendi ülkeme yabancı asker postallarını getirtmem. Yabancı askerin postalları benim ülkeme ayak basamaz' demiştir. Bu idealle çarpışmıştır. Bu çaba, bu emek 101 yıldır unutulmuyor, bundan sonra da unutulmayacaktır. Bu çabanın mücadelenin arkasında hiç bir ayrılık gayrılık yoktur. Bu topraklarda Gaziantepliler, Diyarbakırlılar, Hakkarililer, Trabzonlular, Tekirdağlılar, Çankırılılar, Yozgatlılar var. Yani bütün Anadolu ve Trakya burada yatıyor. Hepimizin babaları ve dedeleri burada yatıyor. Onların kimliğini kimse sorgulamadı. İnançlarını kimse sorgulamadı. Yaşam tarzlarını kimse sorgulamadı. Ama hep beraber bir ideal uğruna ölüme gittiler. Çocuklarına, torunlarına daha güzel bir Türkiye bırakmak için. Biz onların mirasçıları olarak daha güzel bir Türkiye'yi çağdaş uygarlığın ötesine taşımak zorundayız. Bize verilen miras ve görev budur. Bu görevi yerine getirmek her birimizin namus borcudur. Bunu hepimiz yerine getireceğiz. Mustafa Kemal Atatürk, savaşın ne olduğunu en iyi bilen kişidir. Bütün hayatı savaş meydanlarında geçmiştir. Ama Gazi şunu söyler; 'Savaş zorunlu olmadıkça bir cinayettir.' Der. Savaştan hoşlanmaz. Ama 'Benim ülkeme saldırırsanız, ben kendimi savunmak zorundayım. Topraklarımı savunmak zorundayım, onurumu savunmak zorundayız. Çocuklarıma, ülkeme iyi bir miras bırakmak zorundayım' der ve ellerine kına yakıp cepheye asker gönderen anneleri de Mustafa Kemal Atatürk hiç unutmamıştır. Sadece bizim annelerimizi değil, buraya gelen ve bizim Mehmetçikle çarpışan anneleri de unutmamıştır. Bu kadar derin bir hoşgörüsü ve insan sevgisi vardır Gazi Mustafa Kemal'in yüreğinde" diyerek, Atatürk'ün 1934 yılında Anzak askerlerinin annelerine hitaben yazdığı mektubu okudu.
Her yıl Avustralya ve Yeni Zelanda'dan atalarını anmak için gelen gençlere karşı Türklerin hiç bir zaman düşmanlık beslemediğini anlatan Kılıçdaroğlu, "Onlar bizim düşmanlarımız değil. Onlar da bizi düşman görmüyorlar. Bu savaş uluslararasında bir barışın, bir kaynaşmanın da sembolü oldu. Onun için onlar da Mustafa Kemal'in bu sözlerini unutmuyorlar. Dolayısıyla biz insan sevgisini de savaşla beraber tarihin sayfalarına yazdıran bir ulusuz" dedi.
Düşmanın Çanakkale'yi geçemediğini, ancak 13 Kasım 1918'de Çanakkale'yi geçen düşman gemilerinin saray burnu önünde Dolmabahçe'ye karşı demirlediğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, "O tarihte Mustafa Kemal'de İstanbul'dadır. Yaveri Salih Bozok söyler, 'Düşman gemileri burada' diye. Mustafa Kemal, Anafartalar'da nasıl kararlı bir tutum takınmışsa aynı şeyleri Salih Bozok'a söyler; 'Hiç meraklanma geldikleri gibi gidecekler' der. Ve onlar geldikleri gibi gittiler. Cumhuriyet böyle bir ortamda kuruldu. Hani diyoruz ya Çanakkale Savaşları Kurtuluş savaşının ön sözüdür diye. Evet düşmana karşı ilk sınav burada verilmiştir. Daha sonra iç ve dış düşmanlara karşı Anadolu'da verilmiş ve genç Türkiye cumhuriyeti kurulmuştur. Cumhuriyetin özelliği şudur; Hiç kimse, hiç kimsenin kulu kölesi değildir. Padişahın kulu yoktur artık. Cumhuriyetin özgür bireyleri vardır. Kadınlar köle değildir. Kadın erkek eşittir. Cumhuriyet Demokrasi ile taçlandırılmıştır. Dolayısıyla Cumhuriyet, sadece bizim Cumhuriyetimiz olmasının ötesinde bütün mazlum milletlerin örnek cumhuriyeti haline dönüşmüştür. Bütün İslam dünyasına bakın, o dönemle beraber, Türkiye Cumhuriyetinde sonra yeni Cumhuriyetler kurulmuştur. Bunlar kurulurken hep Mustafa Kemal örnek alınmıştır. Dolayısıyla hepimize düşen görevler var.. burada ölenleri anmamak mümkün değil. Binlerce kişi burada kefensiz yatıyorsa ve bu topraklardan şehitler fışkırıyorsa, bunu unutmamamız gerekiyor. Buraya geldik, onları anıyoruz. Ruhları şad olsun. Onları asla unutmamalıyız. Eğer biz bunu unutursak, emin olun çocuklarımızın yüzüne bakamayız. Olayları gerçek tarihiyle toplumumuza anlatamazsak, çocuklarımıza anlatamazsak emin olun kendi ülkemize ihanet etmiş oluruz. Çok ağır bir veballe karşı karşıyayız. Birileri bu savaşı unutturmak istiyor. Birileri Çanakkale'yi alıp başka yerlere çekmek istiyor. Binlerce kefensiz şehidi unutmamalıyız, unutturmamalıyız. Onların yaptığı mücadele mübarek kutsal bir mücadeledir. Bu mücadelenin kavgacısı ve sürdürücüsü olmak zorundayız. Biz, böyle ezgilerle acılarla, dramlarla bu ülkeyi kurduk. Birileri ülkeyi bizim elimizden alıp, 'Efendim ben şunu yapacağım, ben bunu yapacağım. Cumhuriyeti kaldıracağım' demeye hakkı yoktur, izin de vermeyeceğiz” dedi.
Konuşmasının ardından Kemal Kılıçdaroğlu’na Çanakkale Belediye Başkanı CHP’li Ülgür Gökhan tarafından üzerinde Çanakkale Savaşları şehitlerinin isminin yazılı olduğu Türkiye haritası, Gelibolu Belediye Başkanı CHP’li Mustafa Özacar tarafından Atatürk plaketi, Enes Baran isimli çocuk tarafından ise Atatürk portresi hediye etti. Kılıçdaroğlu, bu sırada Baran'ın elini öptü. Son olarak üzerinde Atatürk resmi bulunan çok sayıda balanın bağlı olduğu Atatürk posterini gökyüzüne uçurdu.