Bir otelde düzenlenen kahvaltı programına Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, Belediye Başkan Yardımcıları Handan Özyayla Kenar, Özleyiş Çetin ve İrfan Mutluay, Çanakkale Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Hafize Akıncı, basın mensupları katıldı.
Etkinlikte konuşan Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü'nü kutladı.
Gazetecilerin herkesi memnun edemeyeceğini ifade eden Başkan Gökhan, "Mühim olan, haklı olan kitleyi memnun edecek. Elbette ki verilen haberlerden mutlu olanlar olur. Mutlu olmayanlar da olur. Burada esas olan benim düşünceme göre doğru haberi vermek, yani birilerini mutlu etmek, birilerini gözüne girmek değildir. Burada mühim olan, doğru haberi vermek. Çünkü gazeteci, özellikle çalışan gazetecilerimize bulundukları alandaki haberleri toplumu bilgilendirme noktasındaki herkes vatandaşa doğruyu söylemek zorunda. Bu biz yöneticiler için de geçerli. Biz de bulunduğumuz bu mevkilerde hiç kimseye Yalan yanlış şeyler söylemememiz lazım, olmayan şeyleri yanlış haberleri, yanlış bilgileri vermememiz lazım, hatta kamuoyundan bilgi saklamamamız lazım. Yönetici kamuoyunda hiçbir bilgiyi saklayamaz öyle bir lüksü yok. Ben de bir belediye başkanı olarak kentte olup biten her şeyden, yaptığım her şeyden ve harcadığım her kuruştan Çanakkale halkını bilgilendirmek zorundayım. Basına doğru haber vermek ve basın da yani sizler de değerli çalışanlarda, bu doğru sunduğumuz bilgileri kamuoyuyla tabii ki de paylaşmak durumundasınız. Zor iş yapıyorsunuz. Yani bunu hep söylenir. Her şeyde konuşulur. Mesela en somut örneği bugün Kaz Dağları'nda bir yangın oldu. Daha doğrusu dün gece çıkmış. Saatin üçünde çıkmış. Ve üçünde birçok basın mensubu arkadaş, dağın başında haber vermek için, bilgi vermek için oralarda çalışıyorlar. Dolayısıyla her harp sağlığında varlar, depremde varlar. Her türlü zorlukta, ortamlarda bugün önemli bir gün çalışan gazetede, gazeteciler açısından. Onun için ben bu günü. Kutlanmasını doğru buluyorum” şeklinde konuştu.
"Bine yakın ceza, gazeteci, cezaevine girip çıkmış"
Gazetecilere ve basına yönelik yaşanan baskılar hakkında açıklamalar yapan Başkan Gökhan, "Yani kutlanmalı mı? Evet kutlanmalı ama kutlanabilme noktasında mıyız? Türkiye'de o tartışmayı da tabii unutmadan yapmamız lazım. Elimdeki bilgilere göre bine yakın ceza, gazeteci, cezaevine girip çıkmış. Şu anda içeride kalan kırk beş tane gazeteci var ve çekişme içerisinde, çatışma içerisinde yani iktidarın baskıları sonucu birçok gazete kapatıldığı gibi, binlerce gazeteci de işsiz kalmış durumda. Halbuki tam tersine bizim bu basın ortamını sağlıklı bir tohuma kavuşturmamız lazım. Gazeteler, sosyal medya, televizyonlar yaşamalı. Ama dediğim gibi tek şartı var. Benim için kamuoyunu doğru haberle teşhis etmeleri gerektiğine inanıyorum. Tabii sadece hapse girmiyorlar gazeteciler. Allah korusun öldürülüyorlar. Bu da ne kadar ııı zahmetli bir iş olduğunu bize gösteriyor ve tabi işine gelmeyenler kamuoyunu aydınlatan insanlara ve kurumlara karşı maalesef şiddet uyguluyor. Uğur Mumcu niye Öldürüldü? Doğru haberlerle kamuoyunu doğru bilgilendirme sonucunda işine gelmeyen bu bilgilerin doğruluğundan dolayı kendi menfaatleri zedelenenler tarafından tetikçiler yoluyla ona saldırıyor. Tabi gazeteciler değil ama tetikçilerin katliam yaptıkları maalesef bu ülkede tanık olmaya devam ediyoruz. Bugüne kadar ortaya çıkmayan faili meçhuller da çok önemli konulardır. Bunları araştıran gazetecilerin başına gelenler yurt dışına kaçmak zorunda kalanlar, hepsi bizlere birer ibret tablosu olarak karşımızda duruyor” diye konuştu.
"Toplum bunun kararını verecek"
Seçim sürecinin yaklaştığını da hatırlatan Başkan Gökhan, "Ama artık Türkiye'de bu sene seçim senesine girdik. Son beş ay. Türkiye'deki insanlar çağdaş, demokratik laik bir Türkiye ikinci yüzyılına mı girmek isteyecekler, yoksa bu niteliklerin dışında işte şeriata yönelen, toplumun değerlerini dikkate almayan çocuklar tarafından ve toplum ülkenin kaynaklarının fütursuzca harcandığı ve ekonomik daha pahalılığına sokulduğu yönetimler tarafından mı yana olacak? Toplum bunun kararını verecek. O kararı hep beraber izleyeceğiz. Şahsi kanaatim şudur. Toplum iyi kötü yolunu çizer. Çeşitli nedenlerle bazılarına iktidar vermiş olabilir ama her an o iktidarları tercüme etmesini bilir. Bu böyle bir inancı taşıyorum. Türkiye'nin yeniden Cumhuriyet'in ikinci yüzyılına giderken laik, demokratik bir cumhuriyetle bir yönetilmesi noktasındaki Türk toplumu iradesini ortaya koyacaktır. Bu bir seçim değildir. Bu bir referandum. Önümüzdeki yapılacak olan bu cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri niteliği referandumdur. Burada bir koalisyon veya başka bir şey söz konusu değildir. Bir cumhurbaşkanı seçeceğiz. Ve bu cumhurbaşkanının başkanlığında yeni öngörülen anayasanın ve parlamentoda çoğunluğu sağlamak suretiyle de yeterli çoğunluğu sağlamak suretiyle de bu süreçte yeniden geliştirilmiş parlamenter sisteme geçip ülkeyi kendi ilk kuruluş değerlerine getirme noktasında yeniden çalışmaya başlayacağız. Düşüncemiz ne olursa olsun, hangi görüşten olursak olalım bu haliyle devam etmemiz hiçbirimizin menfaatine değil. Burada yeniden şapkamızı önümüze koyup bu süreçte çağdaş bir Türkiye Cumhuriyeti'nin yeniden onarılarak hayata geçirilmesi için elimizden gelen çağrıyı biz göstereceğiz. Sizler de kamuoyuna bu şekilde oluşturursanız müteşekkir oluruz ve toplumun da bu şekilde, bu konuda kararlıydık. Böyle bir kararı varacağına inanıyorum. Bu inancımı yoğun bir biçimde koruyorum. Çünkü başka çare yok” ifadelerini kullandı.
İl Belediye Başkanları olarak İstanbul’a gittiklerini ve Ekrem İmamoğlu’nu desteklediklerini ifade eden Başkan Gökhan, "İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Ekrem İmamoğlu'nu ziyarete gittik. İl Belediye Başkanları olarak Sayın Ekrem İmamoğlu'na desteklerimizi sunmak için gittik. Buna karşı yapılanları izliyorsunuz, bakıyorsunuz, görüyorsunuz. Büyük haksızlıklar var. Büyük kumpaslar söz konusu ve bu noktada bir ahmak sözcüğü üzerinden yaratılan algı var. Şunu açıkça söyleyeyim. Yani onun gibi kastettiğini bilmiyorum ama şahsın ahmaklığından ziyade, bir sürecin ahmaklığından söz edebiliriz. Nedir o? Benim için temel olan gösterge şu. Bir zarf var, seçim zarfı. içinde dört tane ayrı ayrı pusula var. O zarfın içindeki tek bir pusula, bu da başkanlık pusulası iptal ediliyor. Bir şey var deniyor. Ve Yüksek Seçim Kurulu tarafından tek oy iptal ediliyor. Bunu bana birinin izah dene kadar bunu yapanları ahmak olarak ben de dinledim. Böyle bir şey olamaz. izah etmen lazım. Çanakkale'de böyle bir şey olsa ben Çanakkaleli olarak derim ki ‘arkadaş benim pusulamanın içine attığım zarfın içindeki bir oyu neden iptal etti? Bunu ona anlatmak zorundasın’ derdim. Var mı bunun bir izah edeni? Yok hiçbir şey yok. Onun için bunu şikayet eden bir belediye başkanına kalkıp ahmak demek aslında büyük bir hatadır” diye konuştu.
Başkan Gökhan konuşmasının ardından eleneksel olarak her yıl bir gazeteciye hediye edilen kol saatini bu sene Hasan Sami Er'e takdim etti.
Kahvaltı etkinliğinin ardından Başkan Gökhan ve basın mensupları, yapımında sona gelinen Çanakkale Belediyesi Yeşil Yerel Yönetim Binasına ziyaret etti.
Tuğba Kulasoy