C¸alıs¸ma ve Sosyal Gu¨venlik Bakanlıgˆı'nın I·nsan Kaynaklarının Gelis¸tirilmesi Operasyonel Programı çerçevesinde uygulanan ve Avrupa Birligˆi Katılım O¨ncesi Yardım Aracı (IPA) kapsamında finanse edilen ve Gu¨ney Marmara Kalkınma Ajansı’nın operasyon faydalanıcısı olduğu Yenilenebilir Gençlik Enerji Operasyonu (RE-You) ‘Yenilenebilir Enerji Yatırımlarının İstihdama Etkisi Çalıştayı düzenlendi.
Bir otelde gerçekleşen çalıştaya, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Lütfihak Alpkan, Çanakkale Valisi İlhami Aktaş, Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Avrupa Birliği ve Mali Yardımlar Dairesi Başkanı Süreyya Erkan, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi  (ÇOMÜ) Rektörü Prof. Dr. Sedat Murat, Çanakkale Belediye Başkan Vekili İrfan Mutluay, Balıkesir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İlter Kuş, GIZ Türkiye Ülke Direktörü Rubeena Esmail ve Güney Marmara Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Abdullah Güç ve davetliler katıldı.
Çalıştayda enerji sektörünün mevcut durumu hakkında değerlendirmelerde bulunuldu.
Çalıştayda bir konuşma yapan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Lütfihak Alpkan, “Bu proje vesilesiyle, aslında hem bugün açılışını yaptığımız laboratuvarlar, hem öğrencilerimizin alacağı eğitimler ve inşallah istihdama katılımları ile aslında yerli, milli ve uluslararası seviyede işbirliğinin ve güzel bir sinerjiyle her türlü hem ekolojiye, hem istihdama, hem ekonomiye nasıl katkı yaptığını burada yaşayarak görmüş olduk ve inşallah bunu sürdürülebilir olacağını da temenni ediyoruz. Bu vesileyle Avrupa Birliği'nin bu projelere verdiği desteğin ne kadar önemli olduğunu ve hem bilgi, uzmanlık paylaşımının ne güzel sonuçlar verdiğini görmekten de mutluluğumuzu belirtmek istiyoruz. Bu noktada aslında küresel ve lokal seviyede ve milli seviyede özel sektör, STK'lar, üniversiteler ve kamu iş birliğinin bundan sonra özellikle çevre problemleri ve ekonomik sorunların çözümünde güzel bir iş birliği ortamı oluşturduğunu ve bunun da sürdürülebilir olduğunu çünkü defaatle bu IPA birden beri gelen projelerin birbirini takip eden projelerin de olduğunu görüyoruz. Bu da bize cesaret ve ümit veriyor. Aynı zamanda bu iş birliğine de mecbur olduğumuzu da görüyoruz. Çünkü belki 1’inci ve 2’nci Sanayi İnkılabından ve sonra çevreyle ilgili problemler lokal ve bireysel seviyede yani ilk önce 1’inci Sanayi Devriminde atölye seviyesinde, 2’nci Sanayi Devriminde seri üretim ile 3’üncü Sanayi Devriminde bilgisayarlaşmayla belki çevreyi bireysel, lokal veya girişimci seviyesinde kirlettik. Ama 4’üncü Sanayi Devriminden sonra birlikte temizlememiz lazım. Burada kim kirletti, hani gelişen ülkeler mi gelişmekte olan ülkeler m, nasıl kirlendi. Bunun artık geriye dönüp de sorgulamasını yapmaya gerek yok ama temizlemeyi birlikte yapmamız lazım. Bu noktada da işbirliğine mecburuz. İşbirliği bazen krizlerde ortaya çıkıyor. Yani daha önce mesela üniversitelerde uzaktan eğitim ile ilgili 30 yıldır yani internet ve bilgisayar olduktan sonra öğrencilerimize yakından veya uzaktan eğitim verme teknolojimiz vardı. Ama covid pandemisine kadar buna kendimizi mecbur hissetmedik. Ondan sonra teknolojiyi kullandık ve çok faydasını da gördük. Bu aynı zamanda ekolojik, ekonomik ve istihdamla ilgili yeni faydalar da beraberinde getirdi. Şimdi uzaktan çalışmayı artık konuşuyoruz ve bununla ilgili mevzuat çalışmaları yapılıyor. Dolayısıyla aslında çevreyi temizlemeyle ilgili teknolojiler var. Sadece bunun için ya bir fırsat, ya bir tehdit olması lazım. Yani bunun için ya havuç ya sopa gerekiyor. Dolayısıyla bizim yeni bir krizi beklemeden bu iş birliğine hevesli olmamız ve bu motivasyonu göstermemiz de çok ümit verici. Mesela şimdi Ukrayna Rusya Savaşı'ndan dolayı bir tahıl krizi ortaya çıktı ve dünyada bir internetten tahıla kadar adil bölüşüm problemini nasıl çözeriz yaklaşımı ortaya çıktı. O açıdan da uluslararası örgütlerin burada daha fazla inisiyatif alması ve çözüme katkı yapması gerekiyor. Fakat bazen de kriz zamanında ulusal çıkarlar ön plana çıkabiliyor. Mesela pandemi de maskelerin paylaşımı, aşının paylaşımı konusunda da bazen işbirliği yerine ulusal çıkarlar ortaya çıkıp adil paylaşımı sağlamak zorlaştı. Dolayısıyla sanal veya fiziksel kaynağımızı ve doğal çevremizi adil paylaşmak zorunda kalıyoruz. Ve bu noktada yenilenebilir enerji üretimi aslında bize lokal de de fırsatlar ortaya çıkartıyor” şeklinde konuştu.
 
Ercan Özçetin