Çanakkale Savaşları'nın izlerini taşıyan Tarihi Gelibolu Yarımadası, 9 günlük Ramazan Bayramı tatili boyunca büyük bir ziyaretçi akınına uğradı. Türkiye'nin dört bir yanından gelen ziyaretçiler, bölgedeki savaş alanlarını ziyaret ediyor ve şehitlikleri dua etmek için ziyaret etti.

Çanakkale Savaşları'nın kahramanlık destanının yazıldığı bu topraklar, Şehitler Abidesi, Seyit Onbaşı Heykeli, 57. Piyade Alayı Şehitliği, Conkbayırı, Çanakkale Destanı Tanıtım Merkezi, Kilitbahir Kalesi, Bigalı Kalesi ve Seddülbahir Kalesi gibi tarihi ve simgesel mekanlar yer alıyor. Bu mekanlar her yıl binlerce ziyaretçiye Çanakkale'nin ruhunu yaşatmaya devam ediyor.

Tarihi Gelibolu Yarımadası, adım atılan her noktasında Çanakkale Savaşları'nın izlerini taşırken, açık hava müzesi gibi bir atmosfere sahip bulunuyor. Bu nedenle, Ramazan Bayramı tatili süresince yoğun bir ziyaretçi akını yaşandı. Ziyaretçiler, 109 yıl önceki muharebelerin ardından doğal yapısının korunduğu ve dünyanın en büyük açık hava müzelerinden biri olan Gelibolu Yarımadası'nda tarihi yerleri gezip gördü.

Ancak, Tarihi Gelibolu Yarımadası'nı ziyaret etmek isteyen vatandaşlar, araçlarıyla uzun kuyruklar oluşturarak bölgeye ulaşmaya çalıştı. Bu durum, ziyaretçilerin bölgeye erişiminde bazı zorluklar yaşamasına neden oldu.

 

Gelibolu Tarihi Alanı (Eceabat)

Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alanı Marmara Bölgesinde, Çanakkale ili sınırları içindedir. 1973 yılında Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Park ilan edilmiştir. Yüz ölçümü 33.490 hektardır. 28 Haziran 2014 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe giren 6546 sayılı Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı Kurulması Hakkında Kanun ile milli park vasfı kaldırılmış ve tarihi alan olarak yeniden sınıflandırılmıştır. 

Çanakkale Savaşları Türk Milletinin dünyanın en güçlü devletlerine karşı, Kurmay Yarbay Mustafa Kemal'in önderliğinde insanüstü direnmesi ile kazanılan bir savunma destanıdır. 8,5 ay süren bu savaşta Boğaz’ın iki yakası adeta cehenneme dönüşmüş, yarım milyona yakın can kaybı olmuştur.

Birinci Dünya Savaşında İtilaf Devletleri ile Osmanlı Ordusu arasında cereyan eden dünyanın en büyük savaşlarından biri olan Çanakkale Savaşında yüz binlerce kayıp anısına yapılan anıtlar ve düzenlenen şehitlikler savaşın acılarını hatırlatmasının yanı sıra tarihin muhteşem zaferlerinden birini gözler önüne sermektedir. 250.000'i aşan Türk şehidinin aziz hatıraları üzerinde yükselen anıtlar ve yine 250.000'i aşkın İngiliz, Fransız, Avustralya ve Yeni Zelanda askerlerinin gömülü olduğu alanları içine alan Tarihi Alan, bugün bütün dünyaya barışın değerini anlatmaktadır.

Her yıl 18 Mart ve 24 Nisan tarihlerinde Çanakkale Kara ve Deniz Savaşları törenlerle anılmaktadır.

Çanakkale Şehitler Abidesi

Gelibolu Yarımadasının uç kısmında, Morto Koyu gerisinde yükselen Hisarlık Tepe üzerindedir. Çanakkale Savaşlarında şehit olanların hatırasına inşa edilmiştir. Açılan bir proje yarışması sonucunda 37 proje arasından Doğan Erginbaş, İsmail Utkular ve Feridun Kip tarafından hazırlanan proje seçilmiş olup Abidenin temeli 19 Nisan 1954 tarihinde atılmıştır. İkinci Anafartalar Zaferi'nin 45. Yıldönümü olan 21 Ağustos 1960 tarihinde ziyarete açılmıştır. Ana kaidenin ayaklarındaki rölyefler 2002 yılında tamamlanmış, 2004 yılında tören alanı ve sembolik şehitlikte değişiklikler yapılmıştır. 2005 yılında restorasyondan geçen anıt, 2007 yılında bulunduğu alana yeni şehitlik inşa edilmesiyle son şeklini almıştır.

Yüksekliği 41.70 cm olan abide, 625 metre karelik bir alanda dört ayak üzerinde yükselmektedir. Uzaktan bakıldığında Mehmetçiğin “M” harfi şeklinde gözükmektedir. Abidenin tavanına mozaikten bir Türk Bayrağı işlenmiştir. Abidenin girişinin sol tarafında ise 1992 yılında yaptırılan sembolik şehitlik, yurdumuzun her köşesinden Çanakkale’ye koşarak en kıymetli varlıkları olan canlarını veren şehitlerimiz için yaptırılmıştır. Şehitliğin giriş kapısının hemen sağda Mustafa Kemal’in 1934 yılında yabancı askerlere hitaben yazdığı ve zamanın İçişleri Bakanı Şükrü Kaya tarafından Anzak Günü’nde okunan sözleri yer almaktadır:

“Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar! Gözyaşlarınızı dindiriniz. Evlatlarınız bizim bağrımızdadır. Huzur içindedirler ve huzur içinde rahat uyuyacaklardır. Onlar, bu toprakta canlarını verdikten sonra artık bizim evlatlarımız olmuşlardır.”

Tuğba Kulasoy